"Eroinle Dans", yalnızca bir eroin öyküsü değil. Sigara ve içkiyle başlayıp esrar, kokain, sakinleştirici ya da uyarıcı haplarla süren, uzun, upuzun bir yolun son noktası eroin.
Uyuşturucu için, aile düzeni bozuk gençlerin sığınağıdır, diye yaygın bir kanı vardır toplumumuzda. Ne büyük bir yanılgı!
Merak, macera arayışı, çarpık ilişkilerin yaşandığı arkadaş çevreleri, rastlantı sonucu içinde bulunulan topluluğa uyum çabaları, bu konulara en uzak duran kişileri bile nasıl da içine çekebiliyor.
Romanımızın iki kahramanı var: Eylül ve Dünya.
Dünya, parçalanmış bir ailenin dışlanmış bireyi. Eylül ise ailesinin biricik prensesi; el bebek gül bebek büyütülmüş en iyi okullarda okutulmuş pırıl pırıl bir genç kız. Yolundan sapmasını haklı çıkaracak hiçbir dayanağı yok.
İkisinin, uyuşturucu ortak paydasında buluşması, alevin küle dönüştüğü noktaya el ele yürümeleri düşünülemez bile.
Ancak, çok güçlü arkadaşlık ve dostluk bağları bile bataklığa sürükleyebiliyor insanları. Romanımızda olduğu gibi...