Umutsuzluğun Limanında Bir Gemi
Sessiz bir gecenin kör karanlığında ilerlemek ne zordur, ne ürperti verir insana. Anlamsızlığın boşluğunda kalakalmak öyledir. Anlayamamak öyledir iste. Anlatamamak daha da başkadır., daha acıdır, daha çok üzer insani. İşte sen böylesin. Anlatamıyorsun dertlerini. En çok da neye yanıyorum biliyor musun? Ne istediğini bilemiyorsun. Simdi uyuyorsun, evet ağladığımı görmüyorsun. Görsen üzülürsün biliyorum. Yüreğin ağlar senin de, gözlerin değil. Umutsuzluğun limanında bir gemi var. Duruyor umuda yolculuk için yolcu bekliyor ama nafile, sen yoksun. Bir konuşsan neler söyleyeceksin kim bilir? Bana baba diyeceksin. Sana sarılacağım sımsıkı. Acili yılların ardında ilaç gibi gelecek bu bize. Kötü günleri unutup gideceğiz o gemiye. Bir an bir sevinç yaşadı gönlüm, bir umut doğdu yüreğime. Ama sonra, sen oradasın iste öylece uyuyorsun kanepenin üzerinde. Hepsi bir rüya, hepsi bir anlık umut iste. Simdi uyuyorsun orada öyle. Yalnız anlamadığım bir şey var. Sen farklısın, hayat dolu gözlerin acılara yenilmemek için umut ediyor. Umutsuzluğun açtığı yarayı sen iyi bilirsin. Sen günahlardan arınmış tertemiz bir meleksin. Her şeyden önemlisi sen, sen benim oğlumsun. Ve simdi uyuyorsun, uyumana bak sen küçüğüm, uyumana bak. Sen beni anlıyorsun ve beni benden iyi biliyorsun ama ya ben, ya ben seni ne kadar tanıyorum. Sen benim oğlumsun sadece... Resimler yapıyorsun kendince, fenada olmuyor hani. Maviyi seviyorsun, en çok da maviyi özgürlük olarak biliyorsun. Bakıyorum resimlerine derince bir şeyler görüyorum sonra içinde. Bir aile; sen, ben ve annen. Sen askere gidiyorsun güzelce davullar, zurnalar görüyorum resimde, sen el üstünde. Anlıyorum seni. Seni duyuyorum bebeğim. Seni seviyorum. Sen de söylüyorsun beni sevdiğini resimde. Sen konuşuyorsun bebeğim, seni anlıyorum. Sonra soruyorum, sen bana kendini anlat diyorum. Bir resim yapıyorsun hemen. Çiçeklerin arasında sen, yine mavi, yine özgürlüğün içinde duran, kocaman ışıl ışıl gözleriyle bakan bir adam. Evet sen adamsın simdi. Simdi uyuyorsun. Uyumana bak sen küçüğüm...