Herşey Gülümse(t)mek İçin...:)) **** |
|
| <Yds'de sık çıkan kelimeler | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
BLacK White Uzman Moderatör
Mesaj Sayısı : 3730 Rep Gücü : 12491 Rep puanı : 27 Kayıt tarihi : 30/06/08 Yaş : 28 Nerden : SssSammSssSuN
Dikkat : Küçük OsmanCık .d
Güç Sistemi Başarı Puanı: (3150/10000) AktifLik: (3200/10000) GüçLüLük: (3175/10000)
| Konu: <Yds'de sık çıkan kelimeler Paz Haz. 21, 2009 11:46 am | |
| Abandon: terk etmek, vazgeçmek, bırakmak Abrogate: yürürlükten kaldırmak, (bir kanuna veya anlaşmaya) son vermek Abruptly: aniden; ani ve nezaketsiz biçimde Absolute tam, mutlak, kesin; tamamen Abstract: soyut Absurd: saçma, gülünç Abundant: bol, çok Accomplish: başarma, tamamlama Accord: uzlaşma Accordingly: buna göre Accountant: muhasebeci Accurate: kesin, doğru, yanlışsız Accused: sanık Accustomed: alışkın, alışılmış, her zamanki Achieve: başarma, elde etme Acknowledgement: onay, kabul etme, tasdik Acute: keskin (düşünce), şiddetli; dar açı; çok çabuk tehlikeli bir biçime gelen hastalık Adapt: uyum sağlamak Addicted: bağımlı, tiryaki Addiction: bağımlılık Additional: ilave, ek Adequate: yeterli, uygun, elverişli Adjust: ayarlamak, uydurmak, uymak Adjustable: ayarlanabilir, uyarlanabilir Administrate: yönetmek, idare etmek Admirable: takdire değer Advanced: ilerlemiş, ileri Affable Agreeable: rahat, dostça, anlaşılabilir Affair: olay, mesele, sorun Affectionate: müşfik, sevecen Affluent Wealthy: varlıklı Agreeable: razı, hoş, iyi Aid; yardım Aisle:sıralar arası, yol, geçenek Alliance: ittifak Ally: müttefik, dost Alter: Change Ambiguous: müphem, birden fazla anlama gelebilen Amend: düzeltme, değiştirme Ample: gerektiğinden çok, bol Annual: yıllık, yıldönümü Anticipate: tahmin etmek, ve ona göre davranmak Apparel Clothing: kılık kıyafet Apparent: açık, apaçık, belirli Appetite Desire for food: iştah, arzu Apply: başvurmak, müracaat etmek, uygulamak Appreciate: takdir etmek Apprehension Fear; korku, endişe; anlayış, kavrayış Approach: yaklaşım, tarz Approval: tasvip, onay; resmi izin Argue: tartışma, münakaşa, iddia etme Argument: tartışma; sav, iddia Article: makale; tanımlık; madde-fıkra; eşya-parça Artisan: zanaatçı, esnaf Ashamed: utanmak Assassinate: suikast yapmak Asset Advantage: kıymetli şey, beceri, erdem Asset: servet; değerli nitelik Astonished: hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak At once: derhal; aynı anda Attack: saldırmak Attainment: Achievement, başarı, elde etmek, marifet Attempt: teşebbüs etmek, denemek Attract: cezbetmek, çekmek Available: elde edilebilir, müsait Avidity: gayret, heves, hırs Award: ödül, mükafat Background: geçmiş, tecrübe, arka plan Balance: denge, dengelemek Barely: zar zor, zorla Base: temel, esas; askeri üs Basis: temel, dayanak, öz Beneficial: faydalı Benefit: fayda, yarar Blame: suç, suçlamak Blink: Open and close, gözlerini kırpıştırmak Bloom: çiçek açmak Blossom: çiçek açmak, canlanmak, gelişmek Blunder: gaf, gaf yapmak Boost: artırmak, yükseltmek Boundary: sınır Bound to: zorunlu, kesin, mutlaka Border: sınır Break: off kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak Breakthrough: cepheyi yarıp geçmek; büyük buluş Briefly: kısa (biçimde), kısaca (özet olarak) Bring down: indirim yapmak, düşürmek Briskly: Quickly, Energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik Bruise: berelemek, ezmek; bere, ezik Brutality: Cruelty vahşilik Budget: bütçe Bump: vurma, toslama; şiş, tümsek Burglar: (ev, dükkan) soyan hırsız Bury: gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek Call at: uğramak Call off: iptal etmek Call on: ziyaret etmek; talep etmek Call up: telefon atmak Candidate: aday, namzet Capable: yetenekli, ehliyetli Captivate: büyüleme, esir etme, cezbetmek Carry out: yerine getirmek, gerçekleştirmek Cautious: ihtiyatlı, tedbirli Cease: sona ermek, durmak Chance: şans, tesadüfen olmak Charge: ücret; itham; hamle; şarj Charity: sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu Cheer: neşe, tezahürat Chemist: kimyager; eczacı Choice: seçmek Choir: koro Clammy: yapış yapış; soğuk nemli Clarify: açıklamak, açıklık getirmek Clear: temizlemek, aklamak, izin vermek Clerk: memur, tezgahtar, sekreter Cliff: uçurum, sarp kayalık Clog: tıkamak, tıkanmak; takunya Coast: kıyı Coincidence: tesadüf Collar: yaka; tasma Collide: çarpışma, çarpma Combine: birleşmek, birleştirmek Commerce: ticaret Compare: mukayese etmek Compensation: bedel, tazminat, telafi Compete: yarışmak; rekabet etmek Competent Capable: ehil, yetenekli, yetkili Competition: yarışma, rekabet, sınama Complaint: şikayet etmek Complete: tamamlamak; tamamen Composed: birleşmiş; bestelenmiş; kendine hakim olmak Compromise: uzlaşmak Conceal: gizlemek, saklamak, örtmek Concession: taviz, ödün Concurrence Agreement: aynı olan, birlik olma, uyuşma; aynı zamana rastlama Condense: yoğunlaşma; sıvıya dönme; çözeltme Confidence: güven, itimat Confidence: kendine güven Confidential: Secret gizli, sır Confirm: teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin Confiscated: Seized müsadere etmek, haczetmek; istimlak etmek Conflict: çelişmek Congratulate: tebrik etmek Conscientious vicdanlı Consequence: netice ; önem Conserve: koruma muhafaza etme Consider: hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak Considerably: epeyce, oldukça Consist: of müteşekkil olmak, oluşmak Consistently: mütemadiyen, devamlı Constitute: teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek Constitution: anayasa Contaminate: kirletmek; zehirlemek, bozmak Contented: halinden memnun, mutlu Cooperation: işbirliği Courteous: nazik, kibar, saygılı Coward: korkak Creative: yaratıcı Crime: suç, cürüm Criminal: suçla ilgili; suçlu; cezalı Crooked: eğri, çarpık, virajlı, hilekar Crop: mahsul Crowd: kalabalık Cruelty: zulüm, acımasızlık Dabble: su serpme; suyla uğraşmak Damage: zarar, zarar vermek Deadline: son teslim tarihi Dealer: satıcı, tacir Decade: on yıl Deception: aldatma, hile Deceptive: aldatıcı, yanıltıcı Decline: gerileme, zayıflama Dedicate: adamak; ithaf etmek Defeat: yenme, bozguna uğratmak Deficient: eksiz yetersiz, noksan Delicate: nazik, hassas, narin Delight: sevinç, zevk, haz, Denial: inkar, yok sayma Deny: inkar etme Depict: göstermek, dile getirmek Deplore: teessüf etmek, üzülmek Dept: borç Desperate: ümitsiz; gözü dünmüş Despondent: ümitsiz, meyus Determine: belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı Detest: nefret etmek, tiksinmek Device: alet, aygıt Devote: ,,-e adamak Diluted: sulandırılmış, su katılmış Diminish: azaltmak, küçültmek, eksiltmek Discipline: disiplin Discourteous: nezaketsiz, kaba Discreet: saygılı, dikkatli ve nazik Discretion: basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat Discuss: tartışma, münazara etmek Disease: hastalık Disgraced: gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası Disgust: iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma Dishonest: sahtekar Disintegrate: parçalamak, bölünmek Disposition: eğilim, mizaç, düzen, tertip Dispute: tartışma Dissolve: çözmek, dağıtmak, yok olmak Distinguish: Ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş Distrust: güvenmemek Ditch: hendek, ark, kanal Divert: başka yöne çevirmek; saptırmak Divide: bölmek, ayırmak Divulge: ifşa etmek, açığa vurmak Doubt: şüphe, kuşku Drift: sürüklenmek Drowsy: Sleepy uykulu, uyku veren Duplicate: Copy kopyasını yapmak Dwindle: giderek azalmak Eagerness: şevk, istek, arzu Edge: kenar; avantaj Efficient: verimli, randımanlı Elevation: kaldırma, yükseltme; terfi Embark: (on) gemiye binmek; başlamak Embarrassment: utanma, mahcubiyet Emerge: meydana çıkmak Emit: yaymak, çıkarmak Employer: iş veren Encouraging: teşvik edici, cesaretlendirici Endearing: sevdiren Enhance: değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek, genişletmek Enlarge: büyütmek, genişlemek Enlighten: aydınlatmak Enthusiastically: şevkle, hararetle Envy: kıskanma, gıpta etme Equivocal: Ambiguous iki anlama gelebilen Espionage: casusluk Essential: gerekli Examine: tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek Excessive: aşırı, haddinden fazla Exchange: karşılıklı değişmek Excuse: mazeret Exempt: bağışık; muaf; hariç tutmak Exhausted: bitmiş, tükenmiş, yorgun Exhibition: sergi Existence: varlık Exotic: Unusual Expand: genişle(t)mek, büyümek Expedition: yolculuk; sefer Explicit: açık, sarih Explore: keşif, inceleme gezisi Explorer: kaşif seyyah Expose: ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek; pozlamak Exposure: ifşa; korunmasızlık; poz Extensive: büyük, derin, kapsamlı Extremely: oldukça fazla Fabric: kumaş, doku Fact: gerçek, olgu Faint: Indistinct donuk, baygın Far: uzak; çok Fatigue: yorgun, bitkin; yormak Fearsome: dehşetli, korkunç Feasible: yapılabilir, mümkün Feeble: zayıf, kuvvetsiz Fever: ateş, hararet; humma Firing: Ateşleme; pişirme; işten atma Fiscal: mali Flawless: kusursuz, defosuz Flee from: kaçmak, firar etmek Flip: fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah Float: yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak Floor: zemin Fluctuate: inip çıkmak Flushed: kızarmak, utanmak Foggy: sisli Fool: aldatmak, şaka yapmak, kandırmak Foolishness: aptallık, budalalık Forecast: tahmin etmek Forestall: erken davranıp önlemek Fortunate: şanlı, talihli Frank: açık sözlü, içten, samimi Frightened: korkmuş Fume: pis kokulu gaz, yaymak Futile: boşuna, beyhude Gain: kazanmak, elde etmek Generation: kuşak Genuinely: hakikaten, gerçekten Giggle: kıkırdamak Gist: ana fikir Gleeful: neşe dolu Globe: küre Global: küresel Goods: mallar, eşya Govern: yönetmek, idare etmek Governmental: yönetimle ilgili Halt: mola, durma Hamper: hareketini güçleştirmek, engellemek Hand-held: elde tutlan Harmful: zararlı Harsh: sert, kaba, haşin Harvest: hasat, ürün Hasten: acele etmek, ettirmek Hazardous: tehlikeli, zararlı Heat: ısı, ısıtmak Heavely: büyük oranda, şiddetli olarak Hectic: heyecanlı, telaşlı Hence: bu nedenle, bundan dolayı Herd: sürü; ayak takımı Hesitate: tereddüt etmek, çekimsemek Hide: sakla-n-mak Highway: anayol Hijacking: hava korsanlığı Hike: uzun yürümek; fiyatını artırmak Homeless: evsiz Honest: samimi, dürüst Housing: barınacak yer Hug: kucaklamak, sarılmak Huge: kocaman, büyük Humorous: komik, güldürücü Hurl: fırlatmak Ignore: aldırmamak, bilmezden gelmek Impartial: yansız Imprecise: kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz Impression: izlenim, etki Impromptu: hazırlıksız, doğaçlama Improve: ilerletme, geliştirme In charged: sorumlu, görevli Inadvertent: kasıtsız, elde olmayan Incidence: oluş sıklığı, meydana gelme oranı Incline: eğilme, aşağı eğilme Include: kapsamak, içine almak Inconsiderate: başkalarını düşünmez, düşüncesiz Incredible: inanılmaz Incurable: tedavi edilmez, çaresiz Indecisive: kararsız, kesin olmayan Indication: anlatma, belirti, gösterge Indifferent: kayıtsız, umarsız Indispensable: vazgeçilmez, zorunlu Indistinct: belirsiz, bulanık Induce: kandırmak, ikna etmek Industrious: çalışkan, gayretli Inflammable: kolay tutuşan, parlayıcı Influence: etki Initial: ilk, başlangıç Insignificant: değersiz, önemsiz, belirsiz, Insist ısrar etmek Insolent Rude küstah, terbiyesiz Inspire telkin etmek, ilham etmek Instructive: öğretici, eğitici Insult: hakaret etme, hor görme Intensity: güçlülük, yoğunluk Intention: niyet Interfere müdahale etme, çatışma, engelleme Interfere with yoluna çıkmak, engellemek, karışmak Intermittent kesik kesik, aralıklı Intrepid Yılmaz, korkusuz, cesur Intricate Complicated karışık, girift Investigator dedektif, araştırıcı Investment yatırım, sağlanan gelir Irrelevant konu dışı, ilgisiz Irresponsible sorumsuz Issue konu; yayım-baskı Item adet, tane; madde; konu-fıkra Jam sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham Landscape manzara Lane dar yol; şerit Law hukuk, kanun Leading önde olan, kılavuzluk eden Leak sızıntı, çatlak Lecture ders, konferans Liability sorumluluk, yükümlülük Limp topallamak, aksamak Lingered kolay kolay ayrılmak; Litter çöp Locate bulunma, bir yerde yerleşmiş olma Lofty High yüce, yüksek, azametli Lonely yalnız, kimsesiz, tenha Look up to Respect hayran olmak, örnek almak Luck şans, talih, uğur Majority çoğunluk Management idare, yönetim Manufacture imal etmek Means yol, yöntem, araç Meddle Interfere karışmak, burnunu sokmak Medicine tıp, ilaç Meditative Thoughtful derin derin düşünen Melt: eri-t-mek, yumuşa-t-mak Memorize: ezberlemek Mend: Repair tamir etmek Merge: birleşmek, içine katmak Messy: dağınık, düzensiz Mild: ılımlı, hafif, ılıman Misty: sisli, bulanık Misuse: suiistimal; yanlış kullanım Moderate:ılımlı Moist: nemli, ıslak Mold: şekil vermek, kalıp Monster: canavar Mud: çamur; iftira Neglect: ihmal etmek Negligible: ihmal edilebilir Nod: onaylamak, başını sallamak Notify: bildirmek, haber vermek Notorious: adı çıkmış, kötü şöhretli Novelist: romancı Object: itiraz etmek Objection: itiraz; sakınca Obligation: mecburiyet, zorunluluk Obscured: saklı, anlaşılması güç, Obsess: aklına takılmak, fikri sabit yapmak Obstinate: inatçı Obtain: sağlamak, elde etmek Obvious: açık, anlaşılır, ortada Occasion: fırsat, vesile, önemli gün, özel olay Occasional: arasıra olan, düzensiz Occupation: işgal Occupy: işgal etmek Occur: olmak, meydana gelmek Odorless: kokusuz On strike: grevde Open-minded: Açık fikirli Opinion: fikir Orchid: orkide Outline: ana hat, taslak Output: ürün, verim, çıktı Outrageous: nefret uyandırıcı, öfkelendirici Overactive: çok aktif, hareketli Overburdened: sıkıntılı Overdue: vadesi geçmiş, gecikmiş Overemphatic: fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı Overseas: deniz aşırı Oversimplify aşırı basitleştirme Overturn: devirmek, tepe üstü getirmek Owing to: sayesinde; yüzünden dolayı
| |
| | | BLacK White Uzman Moderatör
Mesaj Sayısı : 3730 Rep Gücü : 12491 Rep puanı : 27 Kayıt tarihi : 30/06/08 Yaş : 28 Nerden : SssSammSssSuN
Dikkat : Küçük OsmanCık .d
Güç Sistemi Başarı Puanı: (3150/10000) AktifLik: (3200/10000) GüçLüLük: (3175/10000)
| Konu: Geri: <Yds'de sık çıkan kelimeler Paz Haz. 21, 2009 11:47 am | |
| Pace: adım, hız Pain: acı, sızı, ağrı Pale: solgun Participate: iştirak etmek Partner: ortak Passageway: pasaj, geçit Pay attention to: dikkatini vermek Peculiarity: özellik; ,,,-e özgü olma; tuhaflık Percent: yüzde Personality: şahsiyet Pessimistic: kötümser Phony: sahte, düzmece Pick up: toplama, devşirme Plentiful: bol; bereketli Plunge: dalma, fırlama Poetic: şiirsel Point of view: bakış açısı Policy: politika; davranış biçimi; poliçe Polish: cilalamak, boyamak Poll: oylama, anket Pollute: kirletmek Postpone: ertelemek Praised: övmek Precaution: tedbir, önlem Precisely: tam olarak; kesinlikle Prediction: tahmin Premium: sigorta primi; ödül, prim Presume: varsaymak Pretense: rolüne girme, bahane Pretext: bahane Prevent: engellemek, korumak Preview: ilk gösterim Previous önceki, sabık Pride gurur, iftihar Prior to öncelikli, daha önemli Private özel; şahsa ait Prodigious Huge, şaşılacak, müthiş, kocaman Profilic çok eser veren Profound: tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici Promote terfi ettirmek Promotion terfi Propose önerme, niyet etme, evlilik teklifi Prospects başarı şansı Prove kanıtlamak; çıkmak Punctual dakik Punctuality Being on time Purify temizlemek, arındırmak, saflaştırmak Pursue peşine düşmek, izini sürmek Put off elbisesini çıkartmak Quarter çeyrek; bölge, semt; askeri kışla Quartet dörtlü Raise yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek Rate oran Readily Easily kolayca, seve seve Readily isteyerek, gönülden Recast yeniden çıkarmak, değiştirmek Recent yakında olmuş Recession gerileme, durgunluk, azalma Reckless aldırışsız, kayıtsız Reckon hesaplamak, tahmin etmek Recover iyileşmek, yeniden elde etmek Recruit üye yapmak; işe almak Refrain from kendini tutma, sakınma Refugee mülteci Refute yalanlamak, çürütmek Regarded as gibi görülmek, kabul edilmek Region bölge Rejection ret Relent yumuşama, gevşeme, merhamete gelme Relentless amansız; acımasız, merhametsiz Reliance geven, itimat Relief Ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri Relieve hafiflemek, rahatlamak Reluctant isteksiz, tereddütlü Reluctantly gönülsüzce Remark söz söyleme; fark etme Remarkable dikkate, sözü edilmeye değer Remove çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek Renovation yenileme, tecdit, onarım Represent temsil etme Reprimand azar, paylama Reprove azarlama, paylama Reputation ün, itibar Require gerektirmek; istemek Reservation yer ayırtma; şart; ihtiyat Resign istifa etmek, ayrılmak Resignation istifa; kabullenme Resonance tınlama Respect saygı, hürmet Restored onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş Restraint zaptetme, sınırlama, hakim olma Restriction sınırlama Resultant sonucunda ortaya çıkan Reveal açığa çıkarma; ilhamla bildirme Revere Loved saymak, saygı göstermek Revise gözden geçirmek Revive yeniden canlan-dır-mak Reward ödül Ridiculous Absurd, Gildings derecede saçma Rim Edge kenar Rival rakip Rot çürüme, çürük ; zırva Rub ovma, ovalama Rugged zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü Rule out Reject Runaway kaçak Rush aceleyle koşmak, hücum etmek Saucer çay, fincan tabağı Scattered dağınık Scheme plan, tasarı Scholarly çok derin, bilgili, bilimsel Scholarship burs; irfan, ilim School board okul yönetimi Scold azarlama, paylama Scorch yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek Scratch tırmalamak, kazımak, kaşınmak Sealed mühürlü Seam dikiş yeri, bağlantı yeri Seed tohum Seek araştırmak, bulmaya çalışmak Seize tutmak, yakalamak, zaptetmek Select; seçmek, ayırım Selfish bencil Sensitive duyarlı Separate ayırmak Serene sakin; yüce Severe acı, sert, şiddetli Shade gölge Shape şekil Shareholder hissedar Shattered mahvolmuş, bitmiş; yorgun Shield Protect, kalkan; korumak Shift vardiya; rüzgarın yönünü değiştirmesi Shipping gemiler; sipariş alıp gönderme Shout bağırmak Shrewd Clever, kurnaz, açık göz Sinful günahkar Sink dibe batmak Skillful becerikli Skip atlamak Slope eğim Sly sinsi Smooth yumuşak Sneer dudağını bükmek, küçümsemek Soothe Comforted sakinleştirmek, rahatlatmak Sophisticated karmaşık, girift, Spectacle görülecek şey, Sphere, Globe küre Spokesperson sözcü Sporadic Intermittent (düzensiz aralıklarla olan) Squeeze sıkmak, ezmek Staff personel, çalışanlar kadrosu; kurmay Statue heykel Stature boy-pos; önem; kişilik Stayed late Lingered, oyalanmak Steady düzenli, sabit Stem from -den ileri gelmek, doğmak, çıkmak Step adım, basamak Stern sert, müsamahasız Stiff katı, sert, kıran kırana Stingy cimri, eli sıkı Stockholder hissedar Straighten doğrultmak Strain kendini zorlamak, gayret göstermek Stray başıboş, Homeless Stretch germek, esnetmek Struggle çabalamak, mücadele etmek Stubborn inatçı dik başlı Subsidize Para vermek, desteklemek Subtle ince, narin; zeka işi Sufficient yeterli Summary Özet Superficial yüzeysel, üstünkörü Superior daha üstün Supplementary takviye, ek Surgeon cerrah, operatör Surmount üstesinden gelmek, alt etmek, yenmek Surpass aşmak, üstün olmak Survive hayatta kalmak; hayatını idame ettirmek Susceptible to kolay etkilenen, dayanıksız, hassas Suspicion şüphe, zan Sustain devam ettirmek, korumak Swell Grow şişmek, kabarmak; artmak, büyümek Symptom Sign semptom, belirti Synopsis Summary özet Tackle çaresine bakmak; üstesinden gelmek; topu ayağından almak; Talent yetenek Tax vergi Tax-exempt vergiden muaf Tear (teyr) yırtmak; (tiıyr) gözyaşı Tempt ayartmak, yoldan çıkartmaya çalışmak Testimony tanıklık, ifade Thorough tam, dikkatli eksiz Thoughtful düşünceli Thrifty tutumlu, idareli Throng Crowd kalabalık; kalabalık olarak gitmek Tilted Crooked yatırmak, eğmek, ; meyil Tiny küçük, ufacık Top üst, zirve Torn yırtık Tower kule Trace Indication iz, eser ; kopyasını çıkarmak, ipuçlarından olayı çözmek Trail sürüklemek, gezdirmek; izlemek Tramped Walked heavily kuvvetli adımla yürümek Tranquil serene sakin, huzurlu Transaction iş görme Treachery ihanet Treatment muamele, davranış; tedavi Treatment muamele, davranış; tedavi Trial deneme; duruşma Triumph zafer, başarı Trivial abes; bayağı; cüzi Trust güvenmek Trust güvenmek, inanmak Tunnel Underground passageway Underestimate az/düşük olarak tahmin etmek Underground metro; yer altı Undermine baltalamak, çökertmek, temelini çürütmek Underrate hafife almak, küçümsemek Unhesitatingly tereddüt etmeden Union birlik; sendika Unique biricik; tek; eşsiz Unpardonable affedilemez Unpleasant nahoş ; tatsız Unrehearsed provasız Unrestrained denetimsiz, frenlenmemiş, serbest Unwillingly istemeyerek Unwillingness isteksizlik Vacant boş, açık; dalgın Vague müphem, belirsiz, şüpheli Vanity Pride, kibir, kendini beğenmiş; abes şey, beyhudelik Varied değişik, çeşitli; değişken Vast çok geniş, engin, pek çok Versatile çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen Vexed Annoyed, bir şeye canı sıkılmak Victim kurban Victory Triumph, zafer Violent sert, şiddetli, zorlu Vital hayati önemde Voluntarily gönüllü olarak Vote oy vermek Vulnerable: saldırı veya tenkide açık / maruz olan Wasteful savurgan, müsrif Weakness: zayıflık; zaaf Wealthy: zengin, varlıklı Wheel: tekerlek Whip: kamçı; kamçılamak Wise: akıllı, akıllıca, mantıklı Withdraw: çekmek, çekilmek, ayrılmak Wither: solmak, soldurmak, sindirmek Witness: Şahit Worthwhile: yapmaya değer, -e değer Wrinkle: buruşmak, kırışmak Yield (to): kabul etmek, baş eğmek.. | |
| | | | <Yds'de sık çıkan kelimeler | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|