Fettan'in capkinlik macerasi
Köy kahvehanesinde oturan Fettah, kendi kendine söylendi:
-Artik gitmeliyim. Köyde herkes uyumustur. Ayse de beni bekliyor.
Fettah köyünün en güzel kizi Ayse’yle birlikteydi. Birbirlerini seviyorlardi.
Ayse’nin yasi onsekizdi. Ama yasadigi köy hayati içerisinde degerlendirilirse,
evlilik çagi çoktan gelmisti. Fettah ile gizlice bulusuyor, büyük ask yasiyorlardi.
Dogrusu o da Fettah ile her saat birlikte olmayi istiyordu ama köy yerinde her hareketi göze batiyordu.
Gündüz vakti herkesin gözü üzerindeydi. Rahat bulusamiyorlardi. Fettah'in israrlarina en sonunda karsi koyamamis,
onu gece eve çagirmisti.
Ayseler'in evi, kocaman bahçe içerisinde, tek katli köy evi idi. Köydeki en hirçin,
mahallenin namusuna asiri derecede sahip çikan gençler kendi mahallesindeydi. Diger mahallelerin gençleri,
aksamlari buradan kolay kolay geçemezlerdi. Fettah da biliyordu bunu ama yinede ask gözünü kör etmisti bir kere.
Ayse'nin odasi, evin arkasindaydi. Evde annesi, babasi ve iki küçük kardesleriyle yasiyordu. Hepsi yatmisti.
Kendisi ise yataginda yatar vaziyette duruyor ama kulagi disarida idi.
Fettah geldiginde pencere camini üç kere tiklatacak, kendisi de pencereyi açip onu alacakti.
- Allahim ne olur kimse duymasin. Kimse görmesin. Yoksa basimiz büyük derde girecek. Diye söylenip durdu.
Bir yandan çok kiziyordu kendine, diger taraftan da çok hosuna gidiyordu bu durum. Kendisini seven,
begenen bir erkek vardi ve tüm tehlikeleri umursamayip yanina gelecekti. Olacaklari düsündükçe de muzirca gülümsedi...
Fettah kahveden çikmis, yavas adimlarla Ayse'nin mahallesine dogru ilerliyordu.
- Ya amma tehlikeli is yapiyorum ha. Ulan kiz köyün en tehlikeli mahallesinde oturuyor. Beni gören olsa orada yandik.
Kimse kurtaramaz valla beni. Ceza olsun diye ipne yaparlar bunlar beni. Bir kiz için düstügümüz hale bak!
Evet bunlari düsünüyordu. Bazen de pisman oluyordu. Ne vardiki gece bulusacak. Ama bir kere olan olmustu.
Gitmese kizin yüzüne bakamazdi, erkekligine de laf söyletmezdi hani.
Birden Ayse'yle yasayabilecekleri geldi aklina. Yüzünü gülücükler kapladi. Yanaklarinin kizardigini farketti.
içi isindi. Damarlarindaki kan fokurdamaya basladi.
- Köyün en güzel kiziyla, kendi yatak odasinda, yalniz ikimiz... Allahhh.. Sabaha kadar kalacagim anasini.
Bu kadar çektiklerimin bir karsiligi olmali. Yasi onsekize girdi ya kimse kapmadan...
Fettah bir yandan da kizin evine kadar nasil gidebilecegini düsündü.
Mahallenini girisinden onlarin evine kadar 5 ev vardi. Mecburen bahçeden bahçeye, agaçlarin arasindan geçecekti.
Yoldan gitmek tehlikeliydi. Gören olabilirdi. Tedbirli olmak lazimdi.
Evin bulundugu sokagin basina geldi. Hemen kösedeki evin bahcesine daldi.
Bahçe çitlerinin boyu o kadar uzun degildi. Bu ev Bakkal Hasan'in eviydi. Ordan yan bahçeye geçti.
Bu bahçe daha büyüktü. Burada iki ev vardi. Bunlar Kahveci Ahmet ile Elektrikçi Veli adli iki kardesin evleriydi.
Yine agaçlarin arasindan, fazla ses etmeden geçti Fettah. Tam yandaki bahçeye yanasmisti ki, sesler duydu.
Birden irkildi... Kendini gizlemek için egilmek isterken, kafasini çite sertçe çarpti;
- Ahh! Ulan kafami yariyordum.
Karanlikta sendeledi, gözlügünü de düsürmüstü. Çarpmanin etkisiyle, yildizlar geçit yapiyordu resmen gözünün önünde.
Düsmemek için çite yaslanip söyle geriye döndü, birden;
-ciirrrttt! diye bir ses duydu.
- Ne oldu ya. Allah kahretsin, bir bu eksikti. Diye söylendi tirsmis vaziyette.
Pantolununun sag tarafi cepten itibaren, dizine kadar olan bölümü yirtilmisti.
Çitin teline takilmisti pantolonu.
- Tühhh, olana bak gitti canim pantolonum. Daha dün almistim . su hale bak. Hiii çiçek desenli bokser sortum gözüküyor.
Tühh nerden giydim bunu bugün ya . Kiza madara olacagiz. Hale bak.
Cani çok sikildi Fettah'in. Yirtilan pantolonuna mi yansin, yoksa altinda gözüken sortunun desenli olmasina mi?
sort kardesi Bülent'e aitti. Sabahleyin kalktiginda giyecek kilot bulamamis, üsengeçlikten gördügü bu sortu giymisti.
Gerçekten de hali tuhaf gözüküyordu. Bir agacin arkasina gizlendi. Sesin geldigi yöne bakti.
sesler yolun karsisindaki evden geliyordu. Birileri teybi açmis, müzik dinleyip sohbet ediyorlardi.
Gözlügü olmadigi için iyi seçemiyordu. Gözlügünü karanlikta aramaya basladi.
Bir yandan da gözlügüne kazara basmamak için çabaliyordu. Neyse sonunda buldu, takti gözüne.
Etrafi sanki bulanik görüyordu ama "herhalde cami kirlendi" diye düsündü.
Karsidaki evde dört genç masaya oturmuslar, bira içip, müzik dinliyor ve sohbet ediyorlardi.
Bu gençleri taniyordu. Masanin sol tarafinda ayakta duran Celal'di. Çok asabi mizaçli birisiydi.
Hep hir çikarmakta üstüne yoktu. Sandalyelerde oturanlar ise; Rasit, Servet, Mehmet'ti. Bira içip konusuyorlardi.
Bunlar, issiz, güçsüz ailelerinden geçinen gençlerdi.
- Eyvah, tam adamlari burada. Bunlara yakalanirsam yandim valla. Dedi Fettah. Birden korku girdi içine...
- Anasini satayim. Geri mi dönsem ne? Beni burada görseler ellerindeki bira siselerine oturturlar valla.
Birden kendini o halde düsündü.
- Çüsss... Ben de neler hayal ediyorum. Kiz iki ev ötede, bu satten sonra geri dönemem. Batti balik yan gider!
En azindan onlardan daha hizli kosarim. Hadi bismillah!
Fettah çitten atlayip yan bahçeye geçti. Pantolonuna bakti. Kalça tarafindan bayagi yirtilmisti.
Altindaki çiçek desenli sort acayip siritiyordu. Birden kardesi geldi aklina, ona kizdi;
- Ulan Bülent, ulan Bülent. Normal don giysen ne olurki. su hale bak,palyaço gibiyim.
Fettah yine gözlüklere takildi. Hala hafif hafif puslu görüyordu.
- Gözlügü düsürdük , camini kirlettik herhalde. Silecek bir sey de yok. Neyse sonra hallederiz. Diye söylendi.
Bu bahçeyi de geçti mi Ayseler'in evine ulasiyordu artik.
Artik Ayseler'in bahçesindeydi. Eve biraz daha yaklasti. Isik yoktu. Arka tarafa dogru geçti.
Buradaki pencerelerde de isik yoktu.
- Aaa Ayse uyudu mu ya? Geçmi geldim, bu kadar çektiklerim bosa miydi?
Saatine bakti onbirbuçuktu. Bahçenin kösesinde atarabasinin kasasi vardi. Oraya sindi.
- Ne oldu ya, bir aksilik mi oldu? Yoksa gelecegimi unuttu mu? Yok yok öyle sey olmaz.
Herhalde vaktin geçmesini bekliyor. Bir yarim saat bekleyeyim bakayim. Birrr havada sogudu.
Sagdaki pencere demisti.
Fettah, korkuyla, saskinlik arasinda gidip geliyordu. Akli tamamen karismisti.
En ufak tikirtida bile yüregi hopluyordu. Köpek havlamalari duyuyordu. Havlamalar sinirine dokunuyordu.
On dakika, yirmi dakika, yarim saat derken kirbes dakika geçmisti. Ama evde herhangi bir isik yanmamisti.
-Ulan Fettah. Ulan fettah. Düstügün duruma bak. Kiz kesin uyuyakaldi. Ne yapsam ya su sagdaki pencereyi tiklatsam mi?
Ya yalnis pencere ise, napcam o zaman. Ulaaan bir de babasi çikiyormu karsima. Anam anam anam...
Oglum Fettah birak bu kötü düsünceleri. Biraz daha bekleyeyim bari...
O sirada Ayse, açik olan yataginda Fettah'in pencereye tiklatmasini bekliyordu. Kalbi küt küt atiyordu.
Vakit geçtikçe de heyecani, korkuya dönüsüyordu.
- Nerede kaldi bu. Acaba basina bir sey mi geldi? Yoksa birisine mi yakalandi?
Yok yok, öyle olsaydi gürültüler olur, duyardi.
-Nerden davet ettim onu? diye söylendi.
Kalp atislarinin çikardigi sesleri duyuyordu. Sanki odada yankiyordu kalbi.
-Tik, tik, tik...
Pencere camindan gelen bu sese zipladi Ayse, irkilmisti, tüyleri diken diken oldu. Her tarafini ates basmisti,
korkmustu resmen.
- O mu acaba?
Pencerenin perdesini açmaya cesaret edemiyordu. Cesaretini topladi ve perdeyi açti Ayse.
Açar açmaz bir kafanin pencerenin altina egildigini gördü. Gülümsedi, bu Fettah idi. Fettah,
- Açsana kiz!
Ayse sadece bakiyordu. Pencereyi açmakla açmamak arasindaydi.
- Yok simdilik böyle idare edelim. dedi Ayse.
Dedi ama birden kahkahayi patlatti. Eliyle agzini kapatti, sesi duyulmasin diye, ama hala gülüyordu ve durmuyordu gülmesi.
Kiz neredeyse gülmekten çatlayacakti.
Fettah bu ise bozuldu ama belli etmeden sordu;
- Ne oldu kiz? Niye gülüyorsun öyle? Bir tuhaflik mi var?
Ayse'nin çok gülmesi Fettah'a idi. Gerçekten de Fettah çok komik gözüküyordu.
Pantalonu yirtilmis, altindaki çiçek desenli sort gözüken ve bunun yaninda da gözlügünün sol cami olmayan bir adam,
penceresinin altinda duruyordu.
Fettah çite basini çarptiginda gözlügünü düsürdügünde, cami da çerçeveden firlamisti ama kendisi farkinda degildi.
iste Ayse bunlara gülüyordu. En sonunda kendisini toparladi ve durdu. Fettah;
- Dondum kiz. Burada bir gören olur. ben bütün zorluklari seninle pencereden konusmak için atlatmadim.
Baksana halime. Diyerek pantolonunu gösterdi.
Ayse gördügü manzara karsisinda yine gülmemek için zor tuttu kendini.
-Açamam ya. Yakalanirsak ben mahvolurum. Evlenmeden olmaz. Ayrica gözlügünün de bir cami yok.
Fettah inanamadi, gözlügünü eline alip bir yokladi ki, hakikaten de cami yoktu. iyice sasirmisti bu ise.
toparladi kendini.
- Haydaaaaa. Görüyorsun degil mi halimi? Kiz evlilik muhabbeti için tam saatini ve yerini buldun.
Tamam zaten ailemi gönderecegim seni istemeleri için simdi cami aç ne olur.
- Yeminle mi?
- Kiz tam saatini buldun ya. Benim halimi düsünmüyor musun ne olur aç bir gören olacak ya.
Pencereyi açta içeriye gireyim orada konsuruz ne olur. Bak zaten hazirlamisim kendimi.
- Olmaaaaaazzzz.
- Kiz tam naz yapacak zamani buldun. Valla küsüp gidecegim haa. simdi yakalanacagiz millete.
Ayse hala kararsizdi. Ama Fettah'in disarida olmasi da iyi degildi. Gören olabilir baslarina is gelebilirdi.
-Tamam sadece yarim saat
- Peki peki aç cami. Yakalanacagiz hadi. Karanlikta etrafi görmüyorum zaten.
Ayse pencereyi kaldirdi. Pencere köy evlerindeki gibiydi. ileriye ya da geriye dogru açilmiyor,
yukariya dogru açiliyordu. Kenarlarindan da mandali itiliyor ve cam havada askida kaliyordu.
- Bunun mandali bozuk, dur su tahta ile tutturayim. Dedi Ayse.
Pencereyi yukari kaldirdi ve pencere ile cam kenarinin arasina tahtayi koydu.
Fettah artik iyice sabirsizlanmisti. Bir an önce kendini Ayse'nin koynuna atmayi düslüyordu.
Korku ve heyecanla birden pencere asildi. iste ne olduysa o an olanlar oldu.
Fettah pencereye çikmis beline kadar olan bölümü içeriye sokmustu ki, birden dayanilmaz bir aci hissetti,
nefesi kesilmis, acidan yüzünün sekli degismisti... Bagirmak istiyor, bagiramiyordu...
Sanki patlayacakti...Gücü tükenmek üzereydi ki, ilkinde sesi çok acikli sekilde az da olsa çikabildi;
- Yandim Allahhh!
Böylece nefes alabilmisti... Acisini bastiramiyor, sanki beline biçak sokmuslardi ve tüm gücüyle;
- Yandim Allahh, yandim anammmm! diye bagirdi.
Kendini birakti, pencereden asagiya yuvarlandi. Yuvarlanirken de kafasina bir darbe daha almisti.
-Ahhh kafam, kafam!
Diyerek, yere düstü. Gözlügü yine firlamisti. Yüzünü sakliyordu. üçüncü bir darbeyi korkuyla bekliyordu,
resmen altina yapacakti. Bir kürek darbesi daha. Ama korku ile bekledigi üçüncü darbe gelmedi.
Birden Ayse'nin sesini duydu;
- sisst Fettah ne yapiyorsun? Sessiz olsana ya! Bütün köyü ayaga kaldirdin!
- Ne oldu? Biryerine birsey oldu mu?
Fettah sagina bakti soluna bakti gerçekten de kimse yoktu. Sadece,
- Belime kim vurdu? diyebildi. Ayse;
- Saçmalama kimse vurmadi, dirseginle pencereyi tutan tahtayi düsürdün, pencere beline düstü! dedi.
Fettah birden neler oldugunu anladi ama beli çok aciyordu. Ayse'ye döndü;
- Kizim naz yapa yapa bu gece vaktinde bak basima neler geldi.
Birilerine yakalandikta belime, kafama kürek ile vurdular sandim. Bunca olaydan sonra artik bende hal kalmadi.
Tüm istegim gitti. Erkekligim kriko gibi indi. Ben gidiyorum! diyen Fettah,
bahçenin içine daldi ve agaçlarin arasindan gözden kayboldu.
Ayse ise saskin saskin arkasindan bakti...