Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve :
- Afedersiniz hanımefendi biraz konuşabilir miyiz acaba?
Kız birden haykırır :
- Terbiyesiz!!! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!!!
Adam utancından yerin dibine girmiş, kıpkırmızı bir suratla yerine oturmuştur. Herkes ona bakmaktadır ve bu onu daha da rahatsız etmektedir. Bir süre sonra kız ona yaklaşır ve gülümseyerek :
- Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyorum.
Bu açıklama adamın canını daha fazla sıkar ve avaz avaz bağırarak cevap verir.
- Neee? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?
Kocasını aldatan arsız yüzsüz kadının Komik Nedeni.
Birgun adamin biri is seyahatinden döner.karisini baska biriyle yatakta görünce cilgina döner,ve hemen silahina sarilip,ben bir evdim ve sen o evin nadi de kapisiydin,nasil yaparsin böyle birsey…
kadin ciddiyetligini bozmadan yanitlar,
Evet ama bozuk anahtar yuzunden bir turlu acilip gun yuzu görmeyen bir kapi.
Bir gün Hoca, yol üstü bir hana inmiş. Han Nuh Nebi’den kalma bir yer.. Her tarafı delik deşik; adeta çökmeye ramak kalmış. Hoca’nın yüreğine bir korkudur düşmüş ama, ne desin? Nihayet bir söz arasında: - “Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor, beşik mübarek!” diyecek olmuş ama, hancı baba hiç oralı olmamış; sözü şakaya boğarak: - “Ağzını hayra aç Hoca, bu gıcırtı beşik gıcırtısı değil; tavan tahtaları Hakka tesbih çekiyor!” demiş. Hoca’nın közü küllenir mi? Gözlerini hancının gözüne dikerek: - “Peki ama”, demiş; “ya bu tavan boyle tesbih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa, bizim halimiz nice olacak?”
Temel İngiltere’ye gitmişti. Arkadaşları Temel’e: - “İngilizce bilmezdin İngiltere’de çok sıkıntı çektin mi?” demişler. Temel: - “Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti…”
kayserili bir esnaf geçimini tuhafiye dükkanından sağlıyor, üç beş kuruş da biriktirebiliyordu. günün birinde sağındaki dükkan boşaldı ve tuhafiyeci oldu. sonra solundaki dükkan da boşaldı ve orası da tuhafiyeci oldu. işleri kötüye gitmeye başladı. düşündü taşındı ve bir çözüm buldu:
sağındaki komşusu camına “gerçek ucuzluk burada” yazdırmıştı. solundaki komşusu “en büyük tuhafiye mağazası” yazılı bir bez asmıştı. bizimki ikisinin ortasına şu yazıyı kondurdu:
mağazaya buradan girilir.
At yarışı hastaları sohbet etmektedir. Biri başından geçen
bir olayı anlatır:
-”Bir keresinde rüyamda onbir atlı bir yarış gördüm.
Ne tesadüf ki o gün onbirinci ayın, onbirinci günüydü.
Oğlumun onbirinci yaş günü, benimse okuldan mezun olmamın
onbirinci yıldönümüydü. O gün bir de yarışın birinin onbir
atlı bir yarış olduğunu öğrendim. Ben de bunların bir işaret
olduğunu düşünüp, o oyunda onbirinci ata bahis oynadım.”
-”Eee, kazandın mı peki?”
-”Yok yahu, oynadığım at onbirinci oldu…”
Otobüsle giderken, bolu dağında verilen molada hemen tuvalete koşturdu korkunç sıkışmıştı.şansına boş bi kabin bulup kendini oraya attı…tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses merhaba dedi adam şaşkın merhaba diye cevap verdi ses devam etti.
— nasılsın?
ilk defa basına böyle bişey geliyordu… yine şaşakın şaşkın yanıtladı:
— sağol iyiyim sen nasılsın?
ses sordu:
— ne yapıyorsun?
bir an tereddüt geçirdi. adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığınıda biliyordu.
başka bişey anlatmak istedi ben dedi
—istanbuldan ankaraya gidiyorum sen nereye gidiyosun dedi?
adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
— hayatım, telefonu kapatıyorum. yandaki tuvallette bi gerizakalı var.
sana sorduğum soruları yanıtlayıp duruyo.ben sonra seni ararım.
Temel her gece yatarken basucuna 2 tane bardak koyuyormus. Biri su dolu
digeri bos… 1 gece 2 gece derken Temel in oda arkadasi Dursun dayanamayip sormus :
- Ula Temel ne edisin sen her gece her gece bu pardaklarla?..
Temel cevap vermis :
- Aksamlari uyandigimda bazen canim su içmek istii bazen de istemiy.
Ferit ölüm döşeğindedir. Karısı Cavidan da bu son anlarında onun yanındadır ve çok üzgündür. Kocasının elini tutar ve gözlerinden yaşlar boşanır. Ferit son gücüyle fısıldar: “Cavidan!” Cavidan yaşlı gözlerle; “sus sevgilim!” der. Ferit; “Cavidan sana itiraf etmem gereken bir şey var” der. Cavidan; “Kendini yorma sevgilim. İtiraf edecek hiçbir şey yok!”der. Ferit ısrarla; “Hayır var! Huzur içinde ölmek istiyorum” der. Cavidan susar ve dinler. Ferit devam eder; ” Kız kardeşinle yattım. En iyi arkadaşın ve annenle de yattım” der. Cavidan sükuneti bozmadan ve kocasının elini bırakmadan cevaplar; ” Biliyorum sevgilim. Seni o yüzden zehirledim zaten”
hehehehehehehjehehehheheheheheheheheheheh qebeR pisLiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiqqq.............!!1