Christina Aguilera, 18 Aralık 1980’de Staten Island, New York’ta dünyaya geldi. Annesi Shelly Loraine Fidler bir İspanyolca öğretmeni, babası Ekvador doğumlu Fausto Wager Xavier Aguilera ise orduda cerrahtı. İkisi de katolikti. Annesi 20, babası 32 yaşındayken evlendiler. Ailesi, Aguilera 6 yaşındayken boşandı ve annesi, Christina ve kardeşi Rachel’I alıp annesinin yanına, Pennsylvania’ya taşındı. Babası Fausto, hem fiziksel hem de duygusal açıdan saldırgan biriydi. Aguilera babasının bu tutumunun şarkılarına açıkça yansıdığını söylemişti. Şarkıcının annesi daha sonra bir sağlık görevlisi olan Jim Kearns’le evlendi.
Şarkıcının yeteneğini ilk keşfeden anneannesi olmuştu. Aguilera zaten küçüklüğünden beri şarkıcı olmak istiyordu. Çocukluğundan beri Billie Holiday, Janet Jackson, Mariah Carey, Aretha Franklin, Barbra Streisand gibi isimlere hayrandı.
Birçok yetenek yarışmasına katıldı ve her seferinde birinci oldu. Bir süre sonra “büyük sesli küçük kız” olarak medyanın da ilgi odağı olmaya başladı. Onunla yarışacağını öğrenen diğer yarışmacılar geri çekiliyorlardı, onu kıskanıyorlardı. Hatta soyunma odasında saldırıya uğradı ve evlerinin önünde duran arabalarının lastikleri patlatıldı. Şiddet olaylarının tırmanması üzerine aile başka bir yere taşınmaya karar verdi.
15 Mart 1990’da Aguilera, Etta James’in “A Sunday Kind of Love” adlı parasıyla Star Search adlı yarışmaya katıldı ancak kazanamadı. Hemen ardından bir televizyon kanalında yayınlanan “Wake Up With Larry Richert” adlı programda aynı şarkıyı seslendirdi. İnsanlar onu “20 yaşındaki biri gibi şarkı söyleyebilen 10 yaşındaki kız” olarak tanımaya başladı.
Pittsburgh’de geçirdiği yıllarda Augilera birçok kez hokey, futbol ve beyzbol maçlarından önce sahaya çıkıp “The Star-Spangled Banner” adlı şarkıyı söyledi. Eğlence dünyasındaki en önemli adımlarından birini Disney Kanalı’nın “The New Mickey Mouse Club” adlı kulübüne katılarak attı. Bu kulüpteki arkadaşlarından birkaçı Britney Spears, Keri Russell ve Justin Timberlake’ti. Kulüpteki herkes ona “Diva” diyordu. 1994 yılında bu gösterinin sona ermesinin ardından sanatçı demo kaydetmeye başladı.
1998 yılında Aguilera, evinin banyosunda Whitney Houston’ın “Run To You” adlı şarkısını söylerken bunu eski bir teybe kaydetti. Bunun keşfedilmesi üzerine, 1994 yılında Disney animasyonu olan Mulan adlı filmde “Reflection” adlı şarkıyı söylemek için seçilen kişi oldu. Bu kaydın hemen ardından, RCA Records adlı şirket Aguilera’yla bir sözleşme imzalamaya karar verdi. “Reflection”, single listelerinde çok üst sıralara tırmandı, hatta aynı yıl “En İyi Orijinal Şarkı” dalında Altın Küre’ye aday oldu.
Aguilera’nın ilk albümü “Christina Aguilera”, 24 Ağustos 1999’da Amerika’da piyasaya sürüldü. “Top 200” listelerinin ve Kanada müzik listelerinin bir numarasına yerleşti, sadece Amerika’da sekiz milyondan fazla sattı. “Genie In A Bottle”, “What A Girl Wants” gibi şarkılar da bu albümdeydi.
2000 yılında sanatçı, “Genie In A Bottle”ile Grammy Ödülleri’ne “En İyi Kadın Pop Şarkıcısı” dalında aday oldu. Aguilera birçok yerde sadece piyano eşliğinde şarkılar söylüyordu çünkü sesinin gücünü herkese kanıtlamak istiyordu. Aynı yılın en son gecesi MTV’nin yeni yıl partisinde yer aldı.
12 Eylül 2000’de, sanatçının, o sırada dünyayı etkisi atına alan Latin müziği akımının bir uzantısı olarak çıkarttığı ilk İspanyolca albümü “Mi Reflejo” çıktı. Bu albüm İngilizce şarkılarının İspanyolca versiyonlarının yanında yeni şarkıları da kapsıyordu. Latin albüm listelerinde bir numaraya çıkan bu çalışma, 2001 yılında “En İyi Pop Albümü” dalında Latin Grammy Ödülü’ne layık görüldü. Dünyada 3 milyon adet sattı.
24 Ekim 2000’de “My Kind Of Christmas” adındaki albümü lisetelerde 28. sıraya kadar yükseldi. Bu başarıların üstüne Ricky Martin, Aguilera’dan “Nobody Wants To Be Lonely” adlı şarkıda onunla düet yapmasını teklif etti. 2001’de piyasaya çıkan bu single, tüm dünya lisetelerinde üst sıralara kadar yükseldi.
2001 yılında, “Moulin Rouge” filminin müziklerini içeren albüm için 1975 tarihli “Lady Marmalade” şarkısının yeniden yorumlanmasına karar verildi. Aguilera, Lil’ Kim, Mya ve Pink bu şarkıyı seslendiren sanatçılardı. Parça 5 hafta boyunca bir numarada kaldı ve dört sanatçıya da “Pop Dalında En İyi İşbirliği” Grammy Ödülü’nü kazandırdı.
Aynı yıl, müzik marketlerde Aguilera’nın 15 yıl önce kaydettiği demolardan biri olan “Just Be Free” ortaya çıktı. RCA Records bunu keşfedince Christina’nın hayranlarına şirketten habersiz ortaya çıkan bu demoyu satın almamalarını söyledi. Birkaç ay sonra Warlock Records adlı şirket bu demoyu da içeren bir albüm satışa sununca, Aguilera bu şirketi haksız rekabet yaptığı gerekçesiyle mahkemeye verdi. Daha sonra iki taraf albümün çıkması için bir anlaşmaya vardı. Ağustos 2001’de çıkan albümün üstünede sanatçının 15 yaşında çekilmiş bir resmi vardı.
Aguilera son albümünden ve şirketinin onun için yarattığı imajdan fazla tatmin olmamıştı. O sıralarda sanatçı, birden ortaya çıkan ve çabuk sönmesi muhtemel biri gibi pazarlanıyordu çünkü yaptığı müzik türünün trendleri bunu gerektiriyordu. Bu yüzden Aguilera bir sonraki albümünün hem müzik hem de sözler bakımından çok daha derin olacağını açıkladı. Duyduğu rahatsızlık yüzünden de bağlı olduğu şirketle yaptığı kontratın iptali için bir dava açtı.
Ekim 2000’de açılan bu davanın nedeni “sanatçının profesyonel müzik hayatına haksız ve uygunsuz müdahale” idi. Dava sona erdikten sonra sanatçının yeni manajeri Irving Azoff oldu. Böylece pazarlama stratejileri de, müziği de değişmeye başladı.
29 Ekim 2002’de, Aguilera’nın Stripped adlı albümü piyasaya çıktı ve listelerde 2 numara oldu. Albümdeki şarkıların çoğunda sanatçının parmağı vardı ayrıca blues, pop rock, jazz, soul gibi birçok müzik türünden esintiler barındırıyordu. Bu albümle birlikte yaratılan seksi imajı, şarkıcının vokal gücünün gözden kaçmasına neden olmuştu. Rolling Stone, Maxim gibi dergilere yarı çıplak pozlar vermişti ve yeni imajının gerçek kişiliğini, karanlık taraflarını daha iyi yansıttığına inanıyordu. Ancak bu yeni imaj Amerika’da fazla tutulmadı. Albümden çıkan ilk single olan “Dirrty”nin video klibi MTV’de çok tutuldu ancak listelerde aynı başarıyı gösteremedi. İkinci single ise “Beautiful” oldu. Albüm, 2004 yılına kadar lisetelerde kalmayı başardı ve tüm dünyada 12 milyondan fazla sattı. Bu sırada yeni parlayan Kelly Clarkson’ın “Miss Independent” adlı şarkısı da Aguilera tarafından yazılmıştı.
Aguilera, Justin Timberlake’in “Justified” adlı dünya turnesinin son ayağında ona katıldı, birkaç ay sonra ise turnenin adını “Stripped” yaparak yalnız başına devam etti. Bu sırada saçını siyaha boyattı. Bu tur, Rolling Stone tarafından “yılın en iyi turnesi” seçildi.
2004’ün ortalarında başlaması planlanan başka bir turne, Aguilera’nın ses tellerinden rahatsızlanmasından dolayı iptal edildi. Gazeteler bu turun iptalinin nedeninin aslında düşük seyreden bilet satışlarının ve ilgisizliğin olduğunu ileri sürdü ancak sanatçı bunu inkar etti.
2003 yılında tüm dünyada yankı uyandıran diğer bir olay, MTV Video Müzik Ödülleri’nde gerçekleşti.
2004 yılında bir dergide çıkan bir haberde, Aguilera’nın biseksüel olduğunu iddia edildi. Buna kanıt olarak da sanatçının bir ropörtajında yer alan “Kadınlara baktığımda, erkeklere baktığım zamankinden daha iyi hissediyorum ve cinselliği keşfetmek için kadınlarla birlikte olmak da dahil herşeyi yapabilirim” sözleriydi.
Aguilera, 2004 yılında daha olgun bir imaj edindi. Mercedes-Benz markasının reklamlarındaki yeni yüz oldu ve bu marka için “Hello” isimli bir jingle yaptı. Hemen arkasından saçını kısa kestirip sarıya boyattı. Birçok insan Aguilera’nın bu yeni görüntüsüyle Gwen Stefani’yi taklit etmeye çalıştığı izlenimine kapılmıştı.
2004 yılı Birleşik Devletler Başkanlık Seçimleri yaklaşırken, Aguilera reklam panolarında görünmeye başladı. Reklamda ağzı dikilmişti. Bu kampanyanın adı “Declare Yourself”ti ve Amerikan halkını seçimlerde oy kullanmaya teşvik ediyordu. Aynı zaman diliminde sanatçı Oprah Winfrey’in programına bu konunun önemini tartışmak için katıldı.
2004 yazında Aguilera iki single çıkarttı. Birincisi “Shark Tale” filminin müziklerinden, Missy Elliott’la kaydettiği “Rose Royse Disco” adlı bir coverdı. Ikincisi ise Nelly’ye eşlik ettiği “Tilt Ya Head Back”ti. Bu iki şarkı da Amerika lisetelerinde başarılı olamadı. Aynı yılın kasım ayında şarkıcının ilk DVD konser kaydı olan “Stripped Live In The UK” çıktı. Aralık ayında ise sanatçı, sadece Avrupa’nın birkaç ülkesinde bulunabilen “Xpose” adlı bir parfüm piyasaya sürdü.
Ağutos 2005’te Aguilera, jazz sanatçısı Herbie Hancock’la “A Song For You” adlı şarkı için işbirliği yaptı. Her iki sanatçı da bu çalışmayla “Pop Dalında En İyi İşbirliği” Grammy Ödülü’ne aday oldu. Sanatçı 2006’da Andrea Bocelli ile “When You Wish Upon A Star”da düet yaptı, Westlife ve Diana Ross gibi isimlerle “Unite Of Stars” ve Nelson Mandela Çocuk Fonu gibi yardım amaçlı gecelerde şarkı söyleyerek bağışlara katkıda bulundu.
Mart 2006’da Aguilera telefon şirketi Orange ile Sony Ericsson’ın tanıtımını yapmak için anlaştı.2006 Dünya Kupası’nda yayınlanan Pepsi reklamında da rol aldı. Mayıs ayında ise GQ adlı dergide Marilyn Monroe’ya benzetilmiş haliyle poz verdi.
Augilera’nın son albümü Back To Basics, 15 Ağustos 2006’da piyasaya çıktı ve 13 ülkede bir numara oldu. Albüm 1920lerden ve 1930lardan esintiler taşıyordu. Ayrıca 2006 sonbaharında piyasaya çıkması beklenen “Press Play” adlı şarkıda Diddy’ye eşlik etti. Son albümünün turnesinin Kasım 2006’da başlayacağı ve 18 Avrupa ülkesini kapsayacağını açıkladı
Aguilera, Eylül 2001’e kadar dansçı Jorge Santos’la 2 yıl süren bir ilişki yaşadı. 2002’de müzik piyasasında yöneticilik yapan Jordan Bratman’la birlikte olmaya başladı. Şubat 2005’te nişanlanan çift, 19 Kasım 2005’te Napa Valley’de evlendi
Aguilera bugüne kadar birçok kez Grammy’ye ve MTV Video Müzik Ödülleri’ne aday oldu, birçok kez de bu ödüllerin sahibi oldu. Tüm bu başarılarının yanında sanatçının hayırseverliği de tüm dünya tarafından biliniyor. PETA’ya, Aids vakıflarına, Katrina Kasırgası kurbanlarına, şiddet karşıtı vakıflara yardım ediyor. Christina Aguilera, güçlü yorumu, 4 oktavlık sesi ve şimdiye kadar satılan 25 milyondan fazla albümüyle dikkat çekmeyi sürdürüyor.